16 Kasım 2009

sevdim seni bir şekilde

yunusa her yerden çok uzakta' yı vermem ve bugün oturup kitaba bakmamız, bazı bölümleri tekrar okuttu bana. hayatımın altına sızmış ve ben dediğim varlığa karışmış cümleler... şu cümle her şeyi anlatıyor aslında;
"haftalarca, her sabah uyandığımda, geceleri yatağımdayken, buna dayanamayıp ağlamak istedim. dayanabildim ve ağlamadım. ağlanacak bir şey yoktu ortada."

bunun dışında sanırım her şey yoluna girdi artık. ipekle, fıratla, erkek ırkıyla... bazı şeyler kendi kendine çözüldü, bazıları koptu ve bazılarını çözmek için çaba verdim. ama, mutluluktan geçtim huzur lazım derim ya. hakikaten öyle... içimdeki huzursuzluk sadece arada uğrayan bir misafir artık. belki bu yüzden canımı acıtan ama zamanında sevdiğim herkesi affettim. bunun kapıları açmak olduğunu düşünürdüm. ama fark ettim ki aslında bu şekilde kapanıyormuş kapılar. şu saatten sonra giden ya da gittiğim her kim varsa, tekrar bana gelse kaç yazar...

tek sorun yanlış bir yere sürüklenme ihtimalim. bundan korkuyorum. korku beni cezbediyor. evet tek sorun bu. ama bunu da sorundan saymamalı belki de.

8 Kasım 2009

benim şöyle bi huyum var, hislerimi çok abartıyorum. ya da abartmıyorsam da çok çabuk pes ediyorum. yine öyle oldu. bitti. ve evet iyiyim.