27 Ağustos 2010

güne başlarken




"Unutmanın acısı ayrılığın acısından farklı. Ayrılık hüzne yakın, unutmak kasvete. Yani er geç birini unutmaya mahkum olmanın kasvetinden bahsediyorum. Birini yavaş yavaş unuttuğunun bilincine vardığın anların sıkıntısından bahsediyorum. O kişinin parça parça silinip alakasız hatıraların arasına karışmasından bahsediyorum. Belki de neden bahsettiğimi bilmiyorum, sadece üzülüyorum, vefasız kader."

oturup saatlerce kitap okumayalı uzun zaman olmuştu. şu anı huzurlu kılan şey tam olarak bu.

1 yorum:

  1. İnternet hayatımıza girdikçe kitaplardan uzaklaşıyoruz sanırım. Bazen her şeye sırtımızı dönüp kitaplara yüzümüzü dönemiz her açıdan iyi geliyor. Unutmaya gelince, o garip bir şey. Unutulur sonra akla gelir sonra yine unutulur.

    YanıtlaSil