ben öyle bir şey istiyorum ki, onun için herkesten fazla kendisinden az olayım. saçma sapan şeylerle yıpranmasın, sık olmasa da görüştükçe anlatacak binlerce şey olsun aramızda. bunu ne kadar yapabildim bilmiyorum ama hiç yapamadıysam da her seferinde böyle bir heyecanla attım ilk adımımı. her şeyi yapabilirdim, çok uzun süreler alabilirdi. beni titretirdi.
ama tutarsızlık ve çelişkiler yığını olan insan... insan korkuyor. insan yoruluyor. hele hele teklikten çokluğa geçiş varsa durumlar işin içinden çıkılmaz haller alabiliyor.
sonuç olarak elde "tüm erkekler aynı işte." gibi bir cümle, geniş bir alanda etkisini hissettiren boşluk, bir tutam hissizlik ve koca bir güvensizlik var.
kendimi anlamanın imkansızlığını görünce insanları anlamaktan vazgeçtim.
YanıtlaSil"teklikten çokluğa geçiş" bir kavram olarak ilişkinin göbeğine oturtulmalı. tebrik ederim.
bir insana umutlar ve hayaller yükleyebilirsin ve giderse hayal kırıklığına uğrarsın.
bir insana umutlar ve hayaller yüklemeye fırsat bulamadan giderse ne yaparsın?
bence de oturtalım. uzun zamandan sonra böyle cümleler kurdum mutluyum.
YanıtlaSilo insan hayaller ve umutlar yüklesen de yüklemesen de gidiyor sanırım ya. durum alışmış ve kudurmuş ilişkisine döndü, hadi hayırlısı.
giden mi suçludur her zaman için?
YanıtlaSilbazen giden korktuğu için gidebiliyor, sizin de deyiminizle "teklikten çokluğa geçiş" hadisesinden..
her zaman giden suçluysa kalanın suçluluk hissetmesi ve kendisini suçlamasını neye bağlardınız?
şaşırdım.
YanıtlaSilsuçlu aramakla ilgili değil bu durum. sadece böyle oluyor işte.
YanıtlaSil