8 Ekim 2009

hastalık mevsimi

"ne kadar hızlı yaşarsak o kadar hızlı kaybederiz. bu yüzden ağırdan almalı." diye bir cümle kurmuştum bir önceki yazımda. gerçeklik payının düşündüğüm kadar olmadığını anladım iki haftalık bir zaman dilimi içerisinde. bir şey olmayacaksa olmuyor, bunu iki yıl sonra anlamakla iki hafta içinde anlamak arasındaki fark bıraktığı acıyla ölçülüyor, daha ötesiyle değil.
ben öyle bir şey istiyorum ki, onun için herkesten fazla kendisinden az olayım. saçma sapan şeylerle yıpranmasın, sık olmasa da görüştükçe anlatacak binlerce şey olsun aramızda. bunu ne kadar yapabildim bilmiyorum ama hiç yapamadıysam da her seferinde böyle bir heyecanla attım ilk adımımı. her şeyi yapabilirdim, çok uzun süreler alabilirdi. beni titretirdi.
ama tutarsızlık ve çelişkiler yığını olan insan... insan korkuyor. insan yoruluyor. hele hele teklikten çokluğa geçiş varsa durumlar işin içinden çıkılmaz haller alabiliyor.
sonuç olarak elde "tüm erkekler aynı işte." gibi bir cümle, geniş bir alanda etkisini hissettiren boşluk, bir tutam hissizlik ve koca bir güvensizlik var.

5 yorum:

  1. kendimi anlamanın imkansızlığını görünce insanları anlamaktan vazgeçtim.

    "teklikten çokluğa geçiş" bir kavram olarak ilişkinin göbeğine oturtulmalı. tebrik ederim.

    bir insana umutlar ve hayaller yükleyebilirsin ve giderse hayal kırıklığına uğrarsın.

    bir insana umutlar ve hayaller yüklemeye fırsat bulamadan giderse ne yaparsın?

    YanıtlaSil
  2. bence de oturtalım. uzun zamandan sonra böyle cümleler kurdum mutluyum.
    o insan hayaller ve umutlar yüklesen de yüklemesen de gidiyor sanırım ya. durum alışmış ve kudurmuş ilişkisine döndü, hadi hayırlısı.

    YanıtlaSil
  3. ismini vermek istemeyen izleyici9 Ekim 2009 02:05

    giden mi suçludur her zaman için?

    bazen giden korktuğu için gidebiliyor, sizin de deyiminizle "teklikten çokluğa geçiş" hadisesinden..

    her zaman giden suçluysa kalanın suçluluk hissetmesi ve kendisini suçlamasını neye bağlardınız?

    YanıtlaSil
  4. suçlu aramakla ilgili değil bu durum. sadece böyle oluyor işte.

    YanıtlaSil