uzun zaman sonra bir ağıt yaktım. bastırılmışlıkların arasından çıkabilmesi için irademde boşluklar oluşmalıydı, yanımda bunu söylemeye çekinmeyeceğim insanlar bulunmalıydı. şartlar böyleydi ve yaşandı. midem boşalana kadar kusmam gerektiği gibi, içim tam olarak boşalana kadar tekrar tekrar yaşayacağım bunu belki. ama her seferinde daha sağlıklı olacağım.
ve sığınmak istiyoruz ya. bu sefer önce kendime koşacağım. hiç tanımadığım derinlerime bakacağım. umuyorum. umuyorum...
bir de sızmamla ve uyanmamla ilintili olarak aklıma bir şarkı çarptı, bir süre işgal edecek orayı sanırım.
feridun düzağaç-"yeniköy"
**yeniköy'de dinlenildiği zaman bambaşka etkiliyor insanı söylemeden geçmeyeyim.
Çok uzun gemiler geçiyor boğazdan
Boğazımda düğümlenir adın
Birazdan güneş batar
Martıların doymak bilmez çığlıkları
İçimde durmak bilmeyen açlık: sen çığlıkları
Kısa sürüyor günler sensiz
Tepede yeşil koruluk korunuyor insandan
Uzaktan kalbim gibi duruyor; korunuyor insandan
Uzaktan bakınca sanki yaşamak güzel
İçime sormam içime sormam, soramam
Yeniköyde evim
Eski köye yeni adet
Bir sevgilim var benim;
Düşlerimden ibaret
Boğazımda düğümlenir adın
Birazdan güneş batar
Martıların doymak bilmez çığlıkları
İçimde durmak bilmeyen açlık: sen çığlıkları
Kısa sürüyor günler sensiz
Tepede yeşil koruluk korunuyor insandan
Uzaktan kalbim gibi duruyor; korunuyor insandan
Uzaktan bakınca sanki yaşamak güzel
İçime sormam içime sormam, soramam
Yeniköyde evim
Eski köye yeni adet
Bir sevgilim var benim;
Düşlerimden ibaret
zamana mola veremiyorum ben ve sonsuz sıkılıyorum bu yüzden. telaşlıyım ama aslında yapacak hiçbir şeyi yok. niçin bu telaş bu acele anlamadım. yetişecek bir yer yok ki.
YanıtlaSilgüçlü olmak gerek. zamanında sana "tanıdığım en güçlü insanlardan birisin" dediğimde ciddiydim. ve hala eminim ki öylesin.
YanıtlaSilo şarkıyı ben de çok severim bu arada.. baya bi süre takılmışlığım vardı zamanında :)