13 Kasım 2010

sinirliyim biraz bu aralar

tatil 9 gün derken, ispanya işi babam sayesinde yatmışken bana manisa yolları göründü. havasından mıdır bilmem orda insanlar başka oluyor. elaleme bok atmıyorum sadece, inanın ben de bir başka oluyorum.
bugün babamla fotoğraf makinesi bakarken filmli makinelere giydiren, "benim bilgime ulaşmak için amerikayı yeniden mi keşfedeceksin?" diyen amcaya selam olsun. gündüz gündüz, cumartesi cumartesi üzerine düşmeyen muhabbet yaparak keyfimizi kaçırdı. bu gezintimiz sırasında daha önce sadece fotoğraflarına bakabildiğim bir sürü makineyi elime aldım, kurcaladım ve "her şeyden önce makinenizi sevin" kısmı için a1 den başkasının gönlümde olmadığını anladım.
mid-term için "sınavı gergin çözdüm ve bu yüzden kötü bir sınavdı." deyip durmuştum. bunun sonucunda 91 almak ciddi tepki topladı malesef.
kaanlı bir gün olarak dünü gösteriyor ve onun bizim geleceğimizle ilgili bütün planlarımızı yerle bir etmesine olan öfkemi dile getiriyorum.
bu dünyadan nazım geçti' ye başladım metroda dönerken ve karşımda oturanların yüzümden okudukları ifadelerden ne anlam çıkarttıklarını bilemiyorum. aslında çıkabilecek anlam benim nazıma olan aşkımdır ancak kitap kaplı olduğu için bunu kimse anlayamadı.
beyoğlu öyküleri' ni bitirdim. semih gümüş derlemiş. bir iki öyküsü çok hoşuma gitmese de, istanbul özlemini kabartan bir okuma oldu.
şimdilik bu kadar sanırım, hoşçakalın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder