9 Kasım 2010

"zaman inanılmaz bir hızlı geçer"

her şeyin yerine oturduğunu hissediyorum iki gündür. belki de tek sebep oturup adam gibi kitap okumuş olmamdır. ya da dilara ile adilhan gezintilerimizin sonuncusunda aldığım "mucizeler dükkanı"na ilk kez gerçekten alıcı gözle bakmış olmamdır. ya da belki kaan cuma günü geleceği ve biz cuma günü görüşeceğimiz içindir. her görüşmemiz aynı zamanda bir veda, çok uzun zamanlı bir veda oluyor ya orası kötü. ama bu sefer, umarım bu sefer benimle lunaparka gelir de dönme dolaba biner.
bütün bunların dışında sarpla yaşadığımız otostop macerasını yaşandığı gün gelip yazmak istedim. ancak fark ettim ki eğer yazma niyetiyle gelip önce izlediğim bloglara bakarsam yazasım kalmıyor. o gün de aynen bu oldu.
bugünse öyle yapmadan yazıyorum.
seyithanla emniyet müdürlüğünde ehliyet alma mecaramız çok acayipti. eli kelepçeli abilerin arasından geçmemiz, raporda gözlük yazmıyor denince taksilere atlayıp sağlık ocağı aramamız, sonunda benim çıkar gözlüğünü bir de öyle gidelim dememi denememiz. ve evet, artık bir ehliyeti var diyebiliriz. ve tabi söylemesine rağmen rapora gözlük konusunu eklemeyen doktor belki de saydıklarımızdan fazlasını hak ediyorsun. bir de seyithanın işi olmasaydı (biliyorum işi olmasa böyle acayip bir gün olmazdı.) bir kahve içebilirdik. ben çok istedim hatta içimde bile kalmış olabilir.
bir de eve geç kalacağım diye 17.20de dilara ile sinemaya gitmeme sıcak bakmayan anneye kızgınım.
gitsin kundera gelsin camus diyor, yeni sevgililere yelken açıyorum. sevgiler!

1 yorum:

  1. öyle bir geçer zaman ki. serbest çağrıştı.

    sinema mevzusunu kafana takma lan. sikerler de geç. hayat öyle güzel.

    YanıtlaSil